29 Ağustos 2023 Salı

gerçekten gerek var mı?

bunları söylemenize gerçekten gerek var mı? yani sizce biz bunları bilmiyor olabilir miyiz? söylediklerinizi farkında değil miyiz? ilk defa sizden duyuyor olabilir miyiz? siz söyledikten sonra "valla şu an aydınlandım" diyor olabilir miyiz?

- sen kilo mu aldın?

- kilo versen, yüzün çok güzel aslında

- diyet falan bir şeyler düşünmüyor musun?

- bak biraz ağzını tutacacaksın, biraz da yürüyüş, o kadar ya

- benim de var 2 kilo fazlam, bak 2 güne vermiş olurum

- her şey kafada bitiyor

- bir yaşam koçu var, whatsapp'tan takip edip, soruyor ne yedin diye

- bir diyetisten biliyorum, benim arkadaşımı 20 kilo zayıflattı

- akupunktur denedin mi?

- kilo, insanın kendine yaptığı en büyük kötülük

- bir kere vermeye başlayınca, devamı geliyor

- 21 günün sonunda bütün alışkanlıklar değişiyormuş, doktorlar diyor

- günde 2 öğün makbul, günde 4 öğün iyi diyorlar, günde 5 öğün verdi benim diyetisyen

- mide botoksu iyi diyorlar

- benim arkadaşım mide ameliyatı oldu, çok memnun

- belin incecikti senin, çok güzeldin o zamanlar


lütfen fikriniz sorulmadıysa kimsenin kilosu ve hatta dış görünüşü hakkında yorum yapmayın. yapmayın yahu, bu konuda da bir fikriniz olmayıversin...

12 Nisan 2023 Çarşamba

bana şişman dediler...


 

şişmanlıkta 15 senemi geride bıraktım. bu zaman diliminde;

- akupunktur

- yediklerimi yazma

- hipnoz

- profesyonel eğitmen ile hiit antremanları

- pilates

- yoga

- diyetisyenler

- detoks suları

- terapi

- yüzme

- 21 gün şekersizlik

- aralıklı oruç

- alışkanlık tabloları tutma (habit tracker)

- kapıya getirilen hazır fit yemekler

- sabah yürüyüşleri

denedim. kimine uzun süreler devam ettim, kimini yarı yolda bıraktım. herkesin sağlıklı beslenme ve zayıflama yolu farklı. yukarıda saydığım hiçbir şey, bende işe yaramadı. 

son 1,5 senedir süren mutsuzluk ve tembellik kervanına ülkenin yokuş aşağı gidişatı ile deprem de eklenince; aldığım tüm vitaminlere rağmen kafamı kaldıramamaya başladım. aynadaki kendimden o kadar rahatsızım ki... ve bunun için çaba gösterecek halim bile yok. gözümde sürekli akmayı bekleyen yaşla, normal insanlarda harika durup, bana gelince neneme benzeyen kıyafetlere bakıp bakıp üzülüyorum.

testler sonucunda insülin direncim çıktı, yani şeker hastası olmama ramak kalmış. yani köprüden önce son çıkış... yani ömür boyu ilaç kullanmanın eşiğindeyim... yani kalbimi yoracak, iç organlarımın çalışma ritmini bozacak bir hastalığın hemen dibindeyim... hastalık "gel gel gel" diye elini uzatıyor...

gitmiyorum...

geçenlerde kendi kafama cuk oturan bir doktorla tanıştım. yarım saatlik konuşmada 4 kere "şişman" dedi bana. 4 kere... şişman... bana dedi... 

"beyefendi, bu yaptığınız düpedüz body shaming" demedim. "yalnız biraz ayıp oluyor, sensin şişman" demedim. "şişman demesek de, tombik kulağa daha iyi geliyor" demedim. "yani doktorlara da hastayla konuşmayı hiç öğretmiyorlar, hani empati" demedim. bilimsel olarak da, pratikte de, havada da, karada da şişman olduğumu dinledim ömrünü tıpa ve benim gibi inkarcılara adamış beyaz önlüklü tatlı doktordan.

bilmediğim bir şey söylemedi. "şeker şöyle fena, böyle fena, bütün kötülüklerin anası" dedi. hiç yalan söylemedi. insülin iğnesini bu mucize diye pazarlamadı. sıfır şeker, sıfır karbonhidrat dedi. "elma?" dedim. "o da yok" dedi... "bari aşırı etkili, süper ilaçlar verin de hiç şeker yemiyim" dedim. zencefil, karanfil ve limonlu su verdi... "zeytinyağına 2 damla tarçın yağı" dedi. şeker hastalığının eşiğinden dönme şeklime bak... 

neyse ki ot seven, kadim bilgilere ve anneanne yöntemlerine gönülden inanan biriyim.

benim açımdan elbette sürdürülebilir değil. hayat boyu çikolata, ekmek, makarna olmadan yaşayacak değilim. bu geçici bir dönem. sonrasında dengeli yaşamayı öğrenmem gerekecek. oralara daha çok var ama 15. günde 5 kilo vermiş biri olarak pek mutluyum.

bu kadar senelik şişmanlıktan çıkmayı başarırsam; ele güne nasıl zayıfladığımı "her şey kafada bitiyor yea" diye açıklayacağım gibime geliyor :)