21 Aralık 2014 Pazar




mevcut kilo: 72,9
hedef kilo: 60
hedef tarih: 01 haziran 2015
hedef kiloya ulaşmak için kalan gün sayısı: 161

günler günler geçti, ben çikolatayı bıraktım, pilatesi haftada 3 güne çıkardım ve hediye olarak ne aldım? koca bir hiç!
yediklerimi yazmaya başladım. olanca dürüstlüğümle yazdığım için kimsenin görmesine izin vermiyorum. çünkü güne 5 parça çikolata ile başladığım zamanlar var. evet tekrar sahalara geri döndüm. çikolata ve ben aşkımıza kaldığımız yerden devam ediyoruz, çünkü ayrılığımız kilolara yansımadı. 
kilo vermeye çalışıp, benim blogumu okuyan kimi inançlı insanlara kötü örnek olmak istemem ama bu bünye tatlıyı bırakmanın faydasını görmedi. umarım siz görürsünüz. 
evde yemek yapma konusu da suya düştü, çünkü eve varışım hala 8 ve kapıdan girdiğimde zaten pestilim çıkmış oluyor. mutfağa gir, soğan soy, sofrayı hazırla, darmadağın mutfağı topla derken bana göre gece yarısı oluyor. pijamalarımı giymeye ve makyajımı çıkarmaya üşenen biri olarak mutfak performansına halim kalmıyor.
umudumu yitirmiş değilim ama kabul etmeliyim ki eski hırsımdan eser yok. 3 tane pahalı pantolonu koleksiyonuma katarak, 70 üstü kiloyu kabullenmiş sinyallerini verdim. 
diyetisyene ve psikoloğa gitme konularını düşüneceğim yeni yılda... 


6 Ekim 2014 Pazartesi

1 kilo verdim :)





mevcut kilo: 73,1 kg
hedef kilo: 60
hedef tarih: 01 haziran 2015
hedef kiloya ulaşmak için kalan gün sayısı: 237

ingiltere seyahatinde verdiğim 1 kiloyu otellerde çalışan zekasız personele, benim 6 ayağım ve 4 kolum var sanan patronuma, acayip sorular soran müşterilere ve tatsız ingiliz yemeklerine armağan ediyorum. hepsine şükran borçluyum...

malum bayramdayız, etraf beni kararımdan döndürmeye and içmiş çikolatalarla dolu. şimdilik nefsime sadece 2 kere yenildim. ikna cümlelerim "bi kereden hiç bir şey olmaz" ve "ben şimdi yürüyüş yapar, bunu eritirim" idi. pişmanım :(

şu evde yemek yapma konusuna eğildim biraz. tamam zor, zahmetli ama bir yandan da sağlıklı ve ekonomik. 2 haftadır bomboş olan buzdolabımı doldurdum, bu hafta kahvaltıdan akşam yemeğine kadar her şeyi evde halletmeyi hedefliyorum. 

bu haftanın bir farkı da bol meyve, sık sık bitki çayı ve tatil nedeniyle rahatça vakit ayrılan uzun yürüyüşler oldu. bence bu haftanın ödülünü önümüzdeki günlerde 2 kilo vererek alacağım.

not: "popom olmadan asla" diye bir şişman insan kitabı var piyasada. ben okurken sıkıldım ama boş zamanınız çoksa alın derim.

28 Eylül 2014 Pazar

kilo değil, su o su...



mevcut kilo: 74,1 kg
hedef kilo: 60
hedef tarih: 01 haziran 2015
hedef kiloya ulaşmak için kalan gün sayısı: 245

verdiğim kilolar "su" olarak adlandırılıyor ve beni hep kandırıyor. devamı gelecek sanıyorsun ama olmuyor. pilatesi haftada 2'ye çıkardım bu ay. önce gitmemek için her şeyi yapıyorum, neyse ki hareketlere başlayınca geçiyor o his. keşke 10 sene ve 15 kilo önce aklım başıma gelseydi de spora başlasaydım. her gün bunun pişmanlığını duyuyorum. aslında kendimle ilgili pişmanlıklarım bununla da sınırlı değil. "hayatımdaki keşke"lerle ilgili uzuuuun bir liste yapabilirim.

bu aralar kilosuyla başı dertte olan insanların hikayelerini okuyorum. çoğu yemeklerini kendi yapmaya başlamış bu süreçte. sanırım spordan sonra eğileceğim konu bu olacak. bekle beni mutfak...

çünkü şunu anladım; kilo vermenin hapı yok. (bulan süper sonik derecede zengin olur, benden söylemesi) eğer gen yönünden şanslı biri değilsen, yapılan şeyler hep aynı: az ye, hareket et, şekeri kes, bol su iç. yani var olan hayatımı 180 derece değiştirmem gerekiyor :( beni çok zorlayan kısmı çikolatayla vedalaşmak oldu. hala rüyalarımda nestle damak'la dans ediyorum, tadelle ile aşk yaşıyorum, nutella'yla öpüşüyorum. sigarayı bırakamayanları anlamaya başladım. resmen ayrılık acısı çekiyorum! :(

önümde 250 günden az zaman var. son 10 yılımı verdiğim kararların arkasında bir türlü duramayarak geçirdim, özellikle de rejim konusunda. bunu gerçekten başarmak ve yaza beyaz pantalon giymek istiyorum.

haftaya londra'dayım, neyse ki mutfağıyla ünlü bir ülkeye gitmiyorum. otel de hyde park'ın hemen karşısında. ister misiniz 2-3 kilo verip döneyim!...!...

28 Ağustos 2014 Perşembe

neyi bekliyorum?


mevcut kilo: 76,2 kg
hedef kilo: 60 kg
hedef tarih: 01 haziran 2015
hedef kiloya ulaşmak için kalan gün sayısı: 275

kendimce masum saydığım dondurma konusunu da rafa kaldırmak gerekiyor sanırım...

tatlı, insanı gerçekten yoldan çıkaran bir tat. tatlıyı yiyip, bir süre sakinliyorsunuz, sonra hop tekrar istiyor bünye... içimde bir canavar var sanki, beslemedikçe bağırıp, çağırıp ortalığı ayağa kaldırıyor, ben de sussun diye tatlı veriyorum. bu kısır döngü içinde dönüp duruyorum.

bu sabah tartıyı görünce; daha ne beklediğimi sorguladım. neyi bekliyorum kendime yeni bir hayat planı çizmek için? 100 kilo mu olayım? kapılardan sığamayınca mı aklım başıma gelsin? "maşallah fil gibi oldu." mu desinler arkamdan? bol gelen pantalonlarım tayt gibi mi olsun? yokuşlardan yuvarlanarak mı ineyim? yere bir şeyin düşmesi kabusum mu olsun? XL olduğum yetmezmiş gibi, mağazalara XXL mı sorayım?
nedir yani beni harekete geçirecek olan?

yıllar sonra televizyonlarda nasıl bir mucizeye imza attığımı anlatamayacak mıyım ben?

23 Ağustos 2014 Cumartesi

balina mı denizkızı mı?




 

mevcut kilo: 75,7
hedef kilo: 60 kg
hedef tarih: 01 haziran 2015
hedef kiloya ulaşmak için kalan gün sayısı: 280


avustralya'da, bir spor salonunun camında bir reklam; zayıf ve bronz tenli bir kadın, hemen yanında şu yazıyor:

"bu yaz, denizkızı mı olmak istersiniz, yoksa bir balina mı?"

afişteki mankenin fiziksel özelliklerinden çok uzak olan orta yaşlı bir kadın, spor salonunun reklamına sesli bir cevap veriyor:
ilgilenenlere duyurulur,

balina?
* balinaları arkadaşları asla yalnız bırakmazlar, yunuslar, deniz aslanları, meraklı insanlar… 
* aktif bir cinsel yaşamları vardır, hamile kalır, sevimli bebek balinalar doğururlar.
* denizde yüzer, oynarlar. Polinezya adalarının mercan kayalıkları gibi muhteşem yerleri görme şansına sahiptirler.
* balinalar harika şarkı söylerler, CD'leri bile vardır.
* bazı insanlar dışında, onlara zarar vermek isteyecek tek bir varlık yoktur.
* dünyada herkesin sevdiği, koruduğu ve hayran kaldığı şahane hayvanlardır.

denizkızı?
* öncelikle, denizkızı diye birşey yoktur.
* var olsalardı da kimlik karmaşası sebebiyle psikolog kapılarında sıra oluştururlardı. Balık mısın? İnsan mı?
* cinsel hayatları yoktur. yanlarına yaklaşan erkekleri öldürüyorlar, nasıl olabilir ki? Hem, iyice bir bakın, gerekli donanım nerede? E, sonuç olarak çocukları da olmaz.
* zaten balık kokan bir kadını kim ister ki?

sonuç? 
ben balina olmayı tercih ederim. medya sadece zayıf insanların güzel olduğunu savunuyor ama ben çocuklarımla dondurma yemeyi, beni heyecanlandıran adamla güzel bir akşam yemeğinde sohbet etmeyi, arkadaşlarımla çikolata paylaşmayı çok seviyorum.

zamanla kilo alıyoruz; çünkü, kafamıza o kadar çok bilgi yüklüyoruz ki yer kalmıyor ve bedenimizin diğer bölümlerine yerleşmeye başlıyor. yani, biz kilolu değiliz, inanılmaz kültürlü, eğitimli ve mutluyuz. bugünden itibaren, aynaya bakıp da kalçamı gördüğümde, şunu düşüneceğim:
"allahım ne kadar da akıllıyım!"
(yazarını bilmiyorum)

19 Ağustos 2014 Salı

asıl neden?




mevcut kilo: 75
hedef kilo: 60 kg
hedef tarih: 01 haziran 2015
hedef kiloya ulaşmak için kalan gün sayısı: 284

benim kilolarımdan kurtulmak istememin 3 ana nedeni var;

1. erkek arkadaşım, oldukça fit görünümlü ve yakışıklı bir adamdır. ben yanında sevgilisi gibi değil de daha çok kankası gibi duruyorum. hani her güzel adamın yanında kendisinden hiç çekinilmeyen kız arkadaşlar vardır ya... onlardan...

2. fotoğraflarda gerçekte olduğumdan daha tombalak görünüyorum. sosyal medyanın bu kadar hayatımızda olduğu bir dönemde, her fotoğrafı elemeden geçirecek zaman olmuyor. bir bakıyorsun, bir arkadaşın facebook'ta güreşçi kollarını ve iri kırmızı yanaklarını tüm tanışlarınla paylaşıvermiş. kendi isminin etiketini kaldırıp, profilinde saklayıncaya kadar kimbilir kimler gördü seni?
içlerinden "ay yazık bu kıza ya, nasıl kilo almış, bir zamanlar mahallenin en güzel kızıydı" diye geçirdiklerini bilirsin. bu, bütün genç kızlığını popüler ve güzel bir kız olarak geçirmiş biri için oldukça travmatik bir durum. küçüklüğünde bile gürbüz olan kızlardan değildim zira :)

3. istediğim tarzdaki kıyafetler hep zayıflara göre tasarlanmış. bikiniden tutun mantoya kadar sevip, arşivlediğim bütün kıyafetlerin bana göre olan bedenlerini verseler bana, hiç biri güzel durmaz üstümde. çünkü beğendiğim her şey 55 kilo ve altı insanlar için.
ama her tombiğin zayıfladığında giymek için hayalini kurduğu bir kıyafet vardır; benimki kot mini etek ve altında da çizme. eğer bir gün giymeyi başarabilirsem, fotoğrafını çeker, altına "the end" yazar, blogun da son fotoğrafı ve yazısı yaparım.


vermem gereken kilo miktarı 15'e çıktı. oldukça zor bir kış beni bekliyor. hay bin kunduz...

16 Ağustos 2014 Cumartesi

sorun ben değilim...


kilo: 74,7

"çok yemiyorsun ama yine de kilo veremiyorsun, bence metobolizmanda sorun var" dediler. ve ben buna bayağı inandım. sorunu kendimde değil, tıpta aradım.
dün bir dizi test yaptırdım. sonuç; aslan gibiyim... her şeyim normal.

yani kilo veremiyor olmamın nedeni yine benim. düzensiz beslenmem, durmaksızın çikolata yiyor olmam...
test sonuçlarını alınca önümde iki seçenek oluştu:

1. kilolarınla barış, bedeninle barış, tombiş yaşa
2. ver kurtul

hala 2.yi seçiyorum.

24 Haziran 2014 Salı

sporla aramdaki tatsız ilişki...


bir süredir avuç dolusu paralar vererek pilates yapıyorum. öncesinde denediğim her türlü spor aktivitesi (yürüyüş, yoga, spor salonundaki tüm aletler vs...) beni mutsuz etti. düzenli çalışan insan olarak, eve geldiğimde yürüyüşe çıkacak enerjim olmuyor. sabahları güne erken başlayıp, kulağımda müzikle sahilde yürüyüş yapmak ise benim mizacımda yok. zaten yataktan sürünerek kalkıyorum...
yogada bir gülme tutuyor beni. felsefeyi anlamadan, yoga yapmaya kalkınca bünyem kabul etmedi. son dersi de hapşırık krizi ile kapadık. bir daha gidecek yüzüm olmadı.
aletli pilates, ortalama maaşı olan biri için oldukça lüks bir harcama kalemi. ama kilomu kafaya taktığım kimi zamanlarda bu tür harcamalar yaptığım olur. ilk 10 ders o şuursuz günlerimden birine denk geldi. kriz halinde bin tane yer arayıp, birini beğendim ve salona yazıldım, derslere başladım. ilk günlerimi ters dönmüş bir kaplumbağanın acıklı durumuna benzetmek hiç abartılı olmaz.
esnekliğim 50 üzerinden 4'tü, 4... yazıyla dört. pilates hocamın hayatta karşılaştığı "en esnek olmayan insan"dım ben.
yaz gelip de sıcaklar bastırıp, yürümek bile zul gelince bıraktım sporu falan. "aman zaten sıcakta az yiyorum" diyip kendimi avuttum. kışa girdiğimizde pilatese başladığımdan daha da şişmandım...
bu baharda tekrar döndüm seda hoca'nın kollarına. nefes al nefes ver, yuvarlanıyorum pilates aletlerinin üzerinde. şimdilik eşofmanla yapıyorum bütün hareketleri. hedefim en azından tayt giyebilmek.

sporu, hayatının bir parçası yapabilmiş bütün kadınları hayranlıkla izliyorum. hepsinin kendini sevmesine bayılıyorum. bravo onlara...

darısı benim başıma...

kilo 74.8 (yuh yuh)

23 Haziran 2014 Pazartesi

salata


salata bana göre bir öğün değildir. yemekle beraber gelen çeşitli yeşilliklerdir...
üzerine 2 parça tavuk ya da hellim de koysanız durum değişmez. zaten ben sadece onları yiyorum salata söyleyince...

20 Haziran 2014 Cuma

önsöz

bu blogu yazmaya karar verdiğimi ilk kez tuğçe'ye söyledim. kendisi 40 kilo kadar anca gelir. üstelik bunun için hiç bir şey yapmasına gerek yok. bazen 1 kilo alıyor, onu da vermesi 2 gün sürüyor zaten.
insanlara yanlış bilgiler verebileceğimden endişe etti önce. "yahu ben ısrarla tombik bir insanım, bu başarı hikayesi anlatan bir blog değil ki" dedim. güldü ve hemen ikna oldu.

bu gerçekten nasıl 90 kilodan 60 kiloya indiğimi anlatan bir blog değil.
"sporu hayatımın bir parçası yaptım, bunlar da yeni spor ayakkabılarım" diye fotoğraflar koyan bir blog değil.
"her gün en az 5 litre su içiyorum. sabahların limonlu suyum olmadan uyanamıyorum" diyen bir blog değil.
"çok canınız istediyse çikolatadan bir parça alın, onu da en az 7 dakika ağzınızda emerek yiyebilirsiniz" diye tavsiyede bulunan bir blog hiç değil. benim bileklerimi kesseniz çikolata akar ve bir gün zayıflasam bile bunu söylemeyeceğime eminim.
bir keresinde 3 gün boyunca sadece nutella yiyerek kendimi öldürmeye çalışmıştım, sonra anlatırım bu hikayeyi ama intihar aleti olarak nutella seçmiş olmam biraz acıklı tabii...

kilom şu an 74.5. boyum 1.60. genel geçer güzellik kurallarına ve piyasada bulunan tüm dergilere göre 25 kilo kadar fazlam var. ben manken olmaya çalışmadığım için bunu 10 kilo fazlam var diye yazacağım bütün hikayelerde. zaten o kadar zayıflık bana yakışmaz...
işte bu yukarıdaki küçük ve zararsız mazeret var ya, ondan bende bir sürü var...

bu yazıyı yazarken, bilgisayarımın yanında çok ironik bir şekilde "şeyda coşkun'dan yaza hazırlık önerileri" adlı bir kitapçık var. az sonra noktayı koyup, onu okumaya geçeceğim. ve büyük ihtimal de 4. sayfada falan sıkılıp, romanıma döneceğim. ama şunu rahatlıkla söyleyebilirim, bu kitapçığı aldığımda bile kendimi 1 kilo vermiş hissetmiştim. form sante falan gibi zayıflık, spor ve güzellik gazlayan dergilerin bendeki ortak özelliği; "kilo vermek için ilk adımı attım ben, gerisi de kesin gelir ya" hissiyatı... daha hiç gelmedi gerisi, o ayrı...

sağlıklı günler herkese...